Bursa’nın Nilüfer ilçesi, 1990’lı yıllarla çağdaş kentleşme ve planlı gelişimin umudu ve modeli olarak konuşulduğunda, kaçak yıkımlarını kovalardık.
Dün…
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Serdar Atilla Erdem, düzenledikleri Kentsel Dönüşüm Çalıştayı’na davet etti.
Kamusal sorumluluk ve paydaşlıkla konum, misyon ve faydanın tekerrür edileceği bir yeni çalışmaya girmişler.
Depreme dirençli yapılara dönüşümün devlet politikası da olmasına rağmen, farklı eleştirel tartışmalara çekilen meseleye, ana başlıkla mercek tutuluyor.
Erdem’le konuştuğumuzda;
Kentsel dönüşüm uygulamalarının, çelişen ve tartışılan örneklerle kronik kentsel sorunların nedeni ve daveti durumuna geldiğini vurguladık.
Marmara Depremi’nden zarar gören Sakarya’nın başarılı 3-4 katlı düşey mimarili yeniden yapılanması ve imarı kadar, Bursa olamadı.
Nilüfer’e odaklandık.
Çünkü…
Sıfırdan ve planlı kentleşme adımları atılan Nilüfer, 2000’li yılların sonralarıyla ise yeni ve yeniden imar ile kentsel meselelerde, kronik sorunlarla da anılıyor.
Odunluk; doğusundaki kule konutlar ve iş merkezleri tartışmaya düşerken, aynı doku, 23 Nisan’da; batısında tekerrür etti.
…Ve!
Yeni OSB’lerin kondurulması yetmezmiş gibi, irili ufaklı kaçak fabrikalar da yerini aldı.
İlk başlarda;
Nilüfer’in sanayisi tekti ve mahalle yerleşimiyle sınırda kalıyordu, ama zamanla kurulan/dayatan yeni OSB’lerle sarmal oluştu.
Çift yönlü, ama 1’er şeritli caddeler, bulvar fonksiyonuna dönüşürken, bazı ara sokaklarda da park daralması nedeniyle keçi inatlaşmasına sahne oluyor.
İlgili mevzuatın zafiyeti nedeniyle otopark çözümlerinin kamusal açık alanlara, cadde ve sokaklara bırakıldığıyla karşılaşılıyor.
Yıldırım kaçak büyüdü, ama Nilüfer’deki gibi iç içe olunan fabrikalar ve OSB’ler, kavşaklardan, konutların arasından geçen TIR’lar yok.
Nilüfer Belediyesi’nin yeni dönemiyle imar disiplini için mevzuat, ilke duyarlılığı yürütülüyor.
Ucu belirsiz sürekli fabrikalaşma ve OSB’leşme, frenlenmeyi gerektiriyor, kentsel kural ve yaşam standardının gözetilmesi gerekiyor.
Kaçak fabrikalara yasallık ve yeni sanayi bölgeleri talep edilirken, Bursa’ya katkı gerekçesiyle birkaç bin ağaç dikmekle giden yeşil geri gelmiyor.
Konutlaşmaya yönelik imar planı taleplerinin ölçüsü ve haddi olması gerekiyor, gelişmiş ülkelerde ucu belirsiz imar da yok.
Zaten…
Kentsel dönüşümün de, amaç yerine araca, fırsata dönüştüğüne dair olarak da, akademik meslek odalarının tespit ve uyarıları da malum…
Devletin merkezi yönetimi de kendisini gözden geçirmeli.
Üst yetkisi öyle duruma geldi ki…
Sıradan vatandaşa yatay mimari nasihatleri verilirken, büyük sermayeli projelere dikey mimari izinleri veriliyor ve üstelik kendi kuruluşlarıyla ortaklık ediyor, gelir kazanıyor.
Bursa’da…
Yeni örnek de, iddia ediliyor.
Carrefour AVM‘ye ait yere, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı‘ndan konut ve ticaret fonksiyonlarını taşıyan dikey mimaride ve yoğun kütle ve nüfus hacimli proje vizesi alındığı, sosyal medyaya yansımıştı.
Ne diyorlar;
“Rantsal Dönüşüm”
Bunları konuşurken…
Sosyal medyada;
Avrupa’nın kentlerine hayranlıkla da paylaşımlar yapılıyor ve ‘Burada yaşamak istemez miydiniz’ deniliyor.