Bursa’nın 10 yıl öncesiyle;
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından “Bursa büyürse, Türkiye büyür” denilmeye başlandı ve böyle de sürdürülüyor.
Böyle denilirken…
Sanayileşme, fabrikalaşma üzerine kurulu kalkınma felsefesinde, katma değeri yüksek üretim iddiası da ortaya konuluyordu.
Sonuç…
İç göçü teşvik eden ve kentsel sorunları derinleşen kronik boyuta taşıyan, çözüm arayışını körelten ve zorlaştıran, maliyetini yükselten duruma gelindi.
İstikamet ve hedef görülen;
Batı’nın hangi ülkesi ve kentinde, kentsel yerleşik düzenin içerisinden sürekli TIR geçiyor, servis amaçlı binlerce otobüs, midibüs ve minibüs geçiyor?
Bursa büyümesin artık!
…Ve!
Aslında;
Büyütüldü; büyüyeceği kadar!
Şayet…
Türkiye büyüyecekse;
Bursa’ya neden endeksli olsun ki ve neden sürdürülebilir model olmak için yeni fabrikalar ve yeni sanayi bölgeleri yapılsın ki…
Doğrusu…
“Güneydoğu büyürse, Türkiye büyüsün” demektir.
Türkiye’nin doğusu kalkınsaydı ve refahı tetikleseydi; Batı’ya göç dalgası bugünkü gibi mi olacaktı ve terör cirit atabilecek miydi?
Dünyanın önde gelen ülkelerinde bakıldığında, kimisi niteliği yüksek bir sanayinin yanı sıra, tarihi ve kültürel değerleriyle de kazanıyor.
…Ve!
Nüfus patlamıyor.
Bir yandan sınırlı, kontrollü ve niteliği yüksek sanayi, diğer yandan ilkeli, katı imar mevzuatına dayalı sınırlı yerleşim düzeniyle nitelikli büyük kentler oluyor.
Çekya…
Vaktiyle;
Demirperde ülkesiydi.
Nüfusu 11 milyon dolayında ve dünyanın sayılı kültür kentlerinden Prag da 1.5 milyon dolayında bulunuyor.
Önde gelen ve katma değeri yüksek sektörler itibariyle de Çekya’nın 260 milyar USD dolayındaki ihracatı, 8 kat büyük Türkiye’yle aynı…
Bursa’da;
Turizm diye yırtınırken…
Korunan ve gözetilen ‘eski kent’ dokusu ve kimliğine sahip ünlü Prag’ın ülkesi, turizmde 4.5 milyar USD gelir sağlıyor.
Bursa; Nilüfer…
Planlı, çağdaş kentleşme denilmişti, ama…
Yeni sanayi bölgeleriyle sarmal içerisinde, gündüz nüfusu 1 milyona aşıyor ve TIR’lar da, aranızda oluyor.
1990’larla…
İmara açılan ilçede;
“Bursa büyürse, Türkiye büyür” bedeli ödeniyor, ama bir tane dahi ‘Kent Parkı’ yok, yüksek kapasiteli ve ihtiyacı karşılayacak devlet okulları da artık son yıllarda gündeme geliyor.
Düz coğrafyaya rağmen;
Tramvay hatlarıyla hızlı, kolay ve maliyeti düşük çözüm dahi düşünülmediği gibi, toplu ulaşım da öyle kolay olmuyor.