Yerel seçimlerin yıldönümündeyiz ve Bursa’da tarihe geçen büyük değişimin de 1 yılı geride kaldı.
Belediyecilik…
Kentsel yönetimin başında olmanın; görev, yetki ve sorumluluklar nedeniyle ağırlığı hafife alınamaz.
Hele hele…
Farklı bir siyasi irade dönemine geçilmesi durumunda ise, beklenti büyüyor ve zamanın sabırsızlığı gündeme geliyor.
Bursa’da;
CHP’nin anakent ve en büyük ilçe belediyeciliğinden, büyük proje beklentileri için haberler, müjdeler duyulmak isteniyor.
Bu arada…
Farklı adaylık arzu ve rekabeti olabilir ve doğaldır, ama henüz ilk yılda ortaya atılan söylemler, siyasi iç meseleye dönüşebilir.
Kent lokantasının ve farklı hizmetlerle sosyal belediyeciliğin en öne çıkması, kalan 4 yıla ait bakiye merakını artırıyor.
Sahi…
AK Parti’nin eski yönetimince milyarlık harcamayla yapılan yeni ‘Kent Meydanı’ da, konser alanı olarak anılmaya devam mi edecek, kentsel kutlamalara neden kavuşacak?
Meydan ismiyle;
Darphane niyetine, otopark mı yapıldı?
Bursa Büyükşehir Belediyesi açısından da, kent ve konumuna binaen büyük beklentiler, bellekte yerini koruyor.
Ayrıca…
Mobil ve sabit telefonla ulaşılamayan, geri dönüşlerde bulunmayan ve bırakılan nota değer vermeyen bazı kadro anlayışı, kalan 4 yıl için hem olgu hem de algı açısından uyarıdır.
CHP gibi;
Tabelasında ‘Halk’ ibaresi bulunan bir siyasi partinin belediyeciliğinde, iletişimde kopukluk, kabul edilemez.
Yönetim kademelerinde;
Görüş ayrılıkları, uyum ve işleyiş meseleleri açısından dışarıya yansıyan, yansıtılan meseleler de haliyle kafaları karıştırıyor.
Tören ve etkinliklerde;
Protokol çelişkileri olmamalı!
Ayrıca…
Ayrıştırma ve ötekileştirmeden söz ediliyor ise, CHP’nin önemle iddia ettiği anlayış ve savunduğu demokrasiyle bağdaşmıyor.